Emlakçılık sektöründe önemli bir mevzuat değişikliği daha 14 Ekim 2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Daha önce 5 Haziran 2018 tarihinde yürürlüğe giren Taşınmaz Ticareti Hakkındaki Yönetmeliğin değişikliği niteliğinde olan düzenlemede ilginç detaylar dikkati çekiyor.
Emlakçılığa yeni başlayacak olanlara 100 saatlik eğitim, staj zorunluluğu, internet portallarına girişlerde yetki belgesi olması gerekliliği en başta göze çarpan olumlu değişiklikler. Bu değişiklikler dünya standartlarındaki benzer örneklere göre yeterli olmasa da hiç olmamasından iyi olarak değerlendirmeliyiz.
Ayrıca daha önce her emlak için ayrı yer gösterme zorunluluğu, üç yerden fazla yer gösterme yasağı, mal sahibinin beyanına göre sözleşme gibi yanlış uygulamalara da son verildi.
Bizlerin İSTEB olarak Danıştay’a açtığımız davada bu üç maddenin iptalini istemiştik ve Danıştay tarafından değil de Ticaret Bakanlığı tarafından gerekli revizyon yapıldı. Derler ya ‘’Güzel ülkemde adalet kör değil, ama topaldır…’’
Bir tek hizmet bedelleri ile ilgili düzenleme yapılmadı. Ancak görüştüğümüz hukukçular normlar hiyerarşine göre Borçlar Kanunu’nda belirtilen akit serbestisi hükmü ancak özel bir kanunla ortadan kaldırılabilir. Bir başka ifade ile kanun yönetmelikten daha güçlü bir mevzuat düzenlemesidir.
Geçtiğimiz günlerde yaptığımız yönetim kurulu toplantısında ‘’5 Haziran 2018 – 4 Haziran 2018’den, 14 Ekim 2020 de – 13 Ekim 2020’den daha iyi bir emlakçılık olduğunu emlakçılığın envanterinin çıkmaya, kurallarının oluşmaya başladığı …’’ söyleyince Başkan Vekilimiz Akın Uzunoğlu : ‘’Ulvi bey hizmet bedeli bu işin en önemli noktası. Biz eskiden satıcıdan %3, alıcıdan %3 alıyor; kiralamalarda yıllık kiranın % 12’sini alıyorduk. İşin kalitesi ve hizmet bedelimizin korunması ile ilgili yapılacak bir düzenleme biz emlakçıları koruduğu kadar tüketici ve yatırımcıyı da koruyacaktır. Ancak bunu kamudaki muhataplarımıza anlatamadık, bence işin ruhu burasıydı. Korkarım iyi okullar mezunu, birkaç yabancı dili olan ‘’kaliteli meslektaşlarımız’’ emlakçılığı bırakıp başka işlere geçmezler …’’ dedi. Gerçekten bu önemli konuda Akın bey’in dikkat çektiği anlamda değişiklikler olmaz.
Prensip olarak bardağın dolu olduğu noktalardan söz ederek görüşlerimizi ifade etmeyi uygun bulduk. Ancak çok temel noktalarda halen düzenleme yapılmadı maalesef.
Emlakçının KİM olduğunun belli olmadığı, emlakçılığın NASIL yapıldığının standartlarının oluşmadığı bir emlakçılıkta işin ruhunu/felsefesini ıskalamıyor muyuz ?
Sokaktaki berber, bakkal veya sitedeki yönetici/güvenlik emlakçılık alternatifi işler yaparlarsa ne gibi cezalar var ???
Sahibinden ilanlarda bu durumlar sıklıkla görülmekte. Oysa gerçek kişilerde 1.derece akraba, tüzel kişiliklerde imzaya yetkili şirket yetkilileri dışında satışa konu emlakla ilgili faaliyette bulunamaz, aksi takdirde cezası şudur şeklinde somut göstergeler olsa daha yerinde olmaz mıydı ?
İstereniz avukat olmadığınız halde avukatmış, mali müşavir olmadığınız halde mali müşavirmiş gibi işlem yapın sonra başınıza neler neler geliyor görün … Ama bunun için öncelikle kapsamlıca müzakere edilmiş bir EMLAKÇILIK YASASI’na ihtiyacımız var.
Hep birlikte göreceğiz bu düzenlemenin belki de en aksayacak bir yönü de denetim ve cezalar olacaktır. Burada en büyük sorumluluk bizlere/emlakçılara, sonra da tüketicilere düşüyor… ŞİKAYET YASAL BİR HAKTIR, İŞİNİ İYİ YAPMAYANI ; MESLEĞİN SAYGINLIĞINI, TÜKETİCİNİN YATIRIMINI GÖZETMEYEN ‘’SÖZDE EMLAKÇILARI’’ BARINDIRMAYALIM. Yoksa bakanlık teşkilatının re’sen bir denetim yapması söz konusu bile değil…
Güzel bir söz vardır ‘’DOĞRU SÖYLEYENİ DOKUZ KÖYDEN KOVARLAR…’’ Her şeye rağmen biz İSTEB’liler olarak 0NUNCU KÖY’Ü ARAYACAĞIZ …