Kentsel Dönüşüm ve Deprem Gerçeği

2012 yılında resmen hayatımıza giren, ekonomiye ve sosyal yaşantımıza büyük ölçüde damgasını vuran 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun, halk tabiriyle “Kentsel Dönüşüm” tüm hızıyla devam ederken gün itibarıyla kelimenin tam anlamıyla ‘’motor su kaynattı’’ diyebiliriz.

Geçtiğimiz günlerde Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, “Kentsel Dönüşüm Eylem Planı”nı kamuoyuna açıkladı. “2012 yılından günümüze kadar 53 ilde ilan edilen 281 çalışma alanımızda kentsel dönüşümü ve bu alanda 1 milyon 166 bin bağımsız birimin dönüşümünü başlattık, bir kısmı yapıldı hak sahiplerine teslim edildi, bir kısmının inşası sürüyor. Belediye ve vatandaşlarımıza 11 milyar Türk Lirası kaynak sağlandı. Yapı denetim sistemimizde 730 bin binamızı denetledik. Bu binalarda 5 milyon 500 bin bağımsız birimimiz var. 1999 sonrası 22 milyon vatandaşımızın depreme dayanaklı konutlarda oturmasını sağladık. Devam eden inşaatlarla nüfusun %45’ini deprem riskinden kurtarmış olacağız…“ diye devam etti sağ olsun….
Fakat kalan %55 ne olacak(!) diye düşünmeden edemiyor insan….
Tüm medyada bangır bangır verilen haberleri bir tarafa bırakın Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü tarafından verilen bilgiler durumun vahametini gözler önüne seriyor… Olası İstanbul Depremi için gün vermek bilimsel olarak bugünkü teknolojiyle mümkün değil. Ancak 1.Derece Deprem Kuşağında olan kentimizde bu gerçek için el birliği ile hazırlık yapmalıyız. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Belediyeler, Üniversiteler, ilgili STK’lar ve en önemlisi her bir senaryonun yaşanacağı ayrı her insanımızda bilinç uyandıracak çalışmalar yapmalıyız.
Büyük Marmara Depremi olalı 20 yıl oldu. Konuyla ilgili verdiğimiz sınav ortada …

Çözüm nedir ?
Çok farklı fikirler, farklı modeller, farklı çözümler olabilir. Ama olmaması gereken çok belli : Hiç kimsenin görüşünü almadan, farklı görüşleri sentezleme den, çok sesliliğe izin vermeden ‘’Bir Gece Ansızın’’ mevzuatlar çıkarmak. Bu yöntemlerin çok konuda sorunlu olduğunu görsek de ‘’Kentsel Dönüşüm’’ ve ‘’Deprem’’ gibi konuları dikkate alınca yöneticilere ciddi ‘’sorumluluk’’ ve ‘’vebal’’ yüklediği çok ortada…
Bu durumda benim görüşüm de önemli, sizin de bir başkasının da görüşleri de bir başka ifadeyle ‘’ORTAK AKIL’’ çok önemli …
Peki siz ne düşünüyorsunuz bu konuda ???

Paylaş