Deprem Öldürmez Bina Öldürür, Bu Sözün Doğruluğuna Bizi Yönetenler Gerçekten İnanıyor mu ? Göreceğiz !

Bir deprem ve sonrasında bir kabus daha yaşar olduk, yaşıyoruz yeniden … 6 Şubat 2023 Pazartesi sabah 04.17’de meydana gelen ve merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi, şiddeti 7,7 olan, aynı gün saat 13.24’de de Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesi, şiddeti 7,6 olan iki büyük deprem yaşadık.

Depremin birinci haftası ve bilanço çok ağır ; 30.000 ölü, 5.775 yıkılan bina, 80.278 yaralı, ulaşılamayan insan sayısı bilinmiyor, 13,5 milyon insanın doğrudan veya dolaylı insanının etkilendiği ifade ediliyor.

Depremde ölen insanlara mı üzülürsünüz, yakınlarına mı üzülürsünüz, evsiz kalan insanlara mı üzülürsünüz, bundan sonra bu insanların yaşamlarının ne olacağına mı üzülürsünüz bilemedim ama ben en çok ‘’BİLE BİLE LADESLERE’’ üzülüyorum…

1999 Marmara Depremi sonrası planlamalar yapıldı, fonlar oluşturuldu, kanunlar yapıldı. Takip eden yıllarda olan her deprem sonrası tv kanallarına çıkan, gazetelerde veya sosyal medyada görüş bildiren çok değerli deprem uzmanı hocalarımız şu tarihlerde şu bölgelerde deprem beklediğimizi söyledik dediler. Sonrasında önemle belirtilen bölgelerde bu depremlerin olduğunu da gördük ve sadece ‘’enkazın altından canlı çıkarma’’ ve ‘’deprem bölgelerine yardım gönderme’’ organizasyonları yapmak zorunda kaldık !!!

Tüm bu yapılanlar bir sonraki başka bir yerde bilmem kaç şiddetinde olabilecek depremin riskini ortadan kaldırmıyor ; proaktif olmak zorundayız.

Zaten milletimizin hamiyetperverliğiyle, yardım kuruluşlarımızın özverili çalışmalarıyla toplanan ve deprem bölgelerine teslim edilen yardımlar da doğru düzgün ihtiyaç sahiplerine ulaştırılamıyor. Tırlardan gelişigüzel atılan eşyaların üzerinde etiketleri olmasa yeni olduğunu bile anlamazsınız.

Kurtarma çalışmaları da yerli yabancı ekiplerin özverili çalışmalarına rağmen yeterli olmuyor, nereye yetişsinler ?

Halen öğrenmedik mi ‘’DEPREM ÖLDÜRMEZ, BİNA ÖLDÜRÜR’’ gerçeğini ?

Eğer sağlam binalar yapılsaydı bu yaşadıklarımızı yaşar mıydık ? O zaman yıkılan bina sayısı daha az olmaz mıydı ? Yıkılan bina az olursa göçük altında kalan insanlara daha erken ulaşılmaz mıydı ???

Tüm bu yaşadıklarımızdan ders çıkararak bir eylem planı hazırlamak zorundayız. Çünkü deprem kuşağı bir ülkede yaşıyoruz ve maalesef bu depremleri daha çok yaşayacağız. Ancak sağlam bina yaparsak, bilime fenne değer verirsek kayıplarımız, hasarlarımız daha az olacaktır. Aynı Japonya’da olduğu gibi 1999 İzmit Tavşancıl’da, 2023 Hatay Erzin’de olduğu gibi…

En büyük eksikliğimiz yapılması gereken denetimlerin kağıt üzerinde kalması, sahaya inmemesi… Aslında bu durum her konuda olduğu gibi temel eksikliğimiz bizim. Her işte önce kapsamlı bir akademik, sonrasında bir de saha araştırmaları yapılmalı.Bu çalışmalar yazılı hale getirilerek meslek örgütlerinde, STK’larda, kamuoyunda  tartışılmalı, mevzuatlar çıkarılmalı, eğitimleri verilmeli ve denetimleri yapılmalıdır. Ama olmazsa olmaz baştan bir planlama yapılmalı ve süreç haritası oluşturulmalıdır …

Bir de depremde ilk yardım ve sonrasında yapılacaklar ile ilgili STK’larda, liselerde ve askeri birliklerde önce eğiticilerin eğitildiği sonrasında gönüllü olan herkesin eğitildiği programlar yapılmalıdır. Yoksa iyi niyetle  veya sükse için deprem bölgesine koşan insanlar çalışanlara sadece ayak bağı oluyorlar.

Çok üzücü günlerin içinde olsak da ‘’UMUT YAŞAMIN ENERJİSİDİR…’’ Yaşadıklarımızdan ders çıkartırsak bu üzücü olayları yaşamayız veya daha az yaşarız. Ama ‘’UCUZ ETİN YAHNİSİ YAVAN OLUR’’ misali ‘’UCUZ VAATLERE KARNIMIZ TOK OLMALI‘’… Bilime, fenne değer veren, uzun vadeli programlar yapan siyasilere, belediye başkanlarına, STK’lara değer vermeliyiz, destek olmalıyız.

Son olarak 1999 Depremi öncesi yaptıklarıyla babasını bile karşısına alan ama depremde can ve mal kaybı vermeyen Tavşancıl Belediye Başkanı Salih GÜN’ü rahmetle, 2023 Kahramanmaraş Depreminde yaptığı özverili çalışmalar ve tutarlı politikalar sonucu bir insanın bile burnu kanamayan, tek bir bina dahi yıkılmayan Hatay’ın Erzin ilçesinin genç belediye başkanı Av. Ökkeş ELMASOĞLU’nu minnetle anıyorum.

Allah bir daha böyle acılar yaşatmasın…

 

Paylaş